Ortak Akıl Toplantısı: Heybeliada Sanatoryumu

Ortak Akıl Toplantısı: Heybeliada Sanatoryumu

Adalar Kent Konseyi Çağrısı

Heybeliada Sanatoryumu tarihsel mirası ve akışına uygun bir şekilde geleceğe aktarılsın.

Gerek Adalar Belediye Başkanı Sayın Erdem Gül’ün Adalar Belediyesi olarak kurumsal talepleri ve başvurusu, gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun kamuya açık bir ortamda ulusal bir kanalda, canlı yayın sırasındaki çağrısına cevap verilmeli, Heybeliada Sanatoryumu tarihsel mirası ve geleneğine uygun biçimde bu Pandemi koşullarında da hizmet verebilecek Araştırma Merkezi olarak merkezi idare ve yerel yönetimlerin oluşturacağı müşterek değer ve sorumluklarla yürütülmelidir.

Ortak Akıl Toplantısı: Heybeliada Sanatoryumu

 

İskender Özturanlı / Adalar Kent Konseyi Başkanı

Açıkçası Heybeliada sürecinde yaşananlar ülke ve Adalar kamuoyu için şeffaf ve inandırıcı bir süreç olarak gelişmedi. Önce, eski Milletvekili Umut Oran’ın yazışması ile CİMER’den öğrendiğimize göre buranın Diyanet Vakfına devredildiğini öğrendik, sonra da Vakıftan, salgın şartlarında burayı kendilerinin kullanımının şart olmadığını ve Sağlık Bakanlığına terk edilebileceği yönünde bir açıklama geldi. Ortada çok muğlak ve belirsiz bir süreç var ve inandırıcı gelmeyen açıklamalarla karşı karşıyayız.

Tepkileri ve buranın kendi amaçları ve tarihsel mirası dışında kullanılmaması gerektiğini hem pandemi süresince toplumun sıhhati hem de Adaların sağlık hizmetlerine veya bilimsel çalışmaları kaldırması ve taşıması anlamında iyi anlatmak zorundayız. Adaların, Heybeliada’nın sıhhatli bir gelişmeye ihtiyacı olduğu açıktır.

Ulusal kamuoyuna bu konuyu daha fazla yansıtmamız gerekmektedir.

Ada halkının da ikna edilmesi ve sürece katılması gerekir.

Ne istediğimiz konusunda netleşmeliyiz. Halkı ikna etmek müze fikri ile mümkün olmaz bilimsel laboratuvar ve bilimsel araştırma merkezi gibi somut bir talepte bulunmamız gerekiyor. Bütün kamuoyunu ikna etmek ve bir de Adalıları ikna etmek gerekir.

Sırasıyla tüm katılımcılara söz vermek istiyorum

Sonra da Toraks derneğinden Haluk Çalışır hocamız genel bir çerçeve çizecektir.

Sayın başkanımız Erdem Gül Bey ve eski parlamenter Umut Oran bey de aramızda.

Aramızda hukukçular da var. Avukat İbrahim Aycan ve Avukat Fırat Durak da aramızda. Kent Konseyimizin Hukuk Grubu Koordinatörü Avukat İbrahim Bey ayrıca toplantımızı raportör olarak yazılı metne dönüştürecek ve bu metni kamuoyuna açık şekilde yayınlayacağız.

CHP ve İyi Parti İlçe başkanlarımız da aramızda.

Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Sağlık Çalışanları Sendikası temsilcileri de burada.

Erdem Gül / Adalar Belediye Başkanı

Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Sanatoryum 2005 yılında kapatılmış ve 15 yıl olmuş kapatılalı. İyi bir tarih ve deneyimdir. Sanatoryum tarihsel bir mirastır. Son derece başarılı faaliyet yürüten ve amacını gerçekleştiren bir kuruluşun yok olmasını kabul etmek olanaksızdır Sanatoryumun eski işlevine kavuşması için açıklamalarımız da oldu. Umut beyin Cimer’den yaptığı başvuruya verilen cevap iki parselden birinin Diyanete devredildiğini açıkça gösteriyor. Stratejik bir binayı yeniden sağlık alanına dönüştürmek hepimizin amacı olmalıdır. Diyanet ve Sağlık bakanlığı bir açıklama yaptı. Umut bey ve meseleyi bilenlerle bir araya gelerek beyin jimnastiği yapmak istedik ve şimdi buradayız. Çabalarımızla önümüze yeni bir fırsat çıkabilir. Hepinize hoş geldiniz diyor katılımınız için teşekkür ediyorum.

Umut Oran / CHP Eski Milletvekili

Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Belediye başkanımıza, siyasi partilere ve sivil topum örgütlerine teşekkür ediyorum. Bir yol haritası belirleme noktasında toplantıyı düzenleyenlere ve katılan sizlere teşekkür ediyorum. Pandemi ile birlikte bu konuda bir öneride bulunmuştum. Özellikle de Atatürk havalimanının pistlerinin kırılıp bir hastane yapılmasının milli servete zarar vermesi nedeniyle hatalı olduğunu Heybeliada’da hazır bir tesis varken böyle bir işin hatalı olduğunu söylemiştim. Sorduğum sorular bakanlıklardan geçtikten sonra İstanbul Milli Emlak’tan bir yanıt geldi. Diyanetin tekrara devredebileceğini ifade etmesi olumludur. Adalar ve İBB’nin açıklamaları da olumludur. Sivil toplumun çalışmaları önemlidir. İdari hukuk açısından yapılacak çalışmalar da önemlidir. Buranın talep edilmesi ve olumsuz yanıt verilmesi halinde dava açmak iyi olacaktır. Hem belediye hem bireyler hem de sivil toplumun müdahil olması yoluyla ilerleme sağlanabilir.

Somut önerim şu; burası müze yapılır, araştırma merkezi yapılır. Ama özüne dönmesi lazımdır. Araştırma ve eğitim verilen yere dönüşmelidir. Üstelik korkunç bir salgın devam etmektedir. Hepimiz tehdit altındayız.

Hastaneye bir ziyaret yapılarak fiili durumu tespit edelim ve idari dava sürecinin başlatalım. Konuyu bir ileri aşamaya taşıyalım.

Doçent Dr. Haluk Çalışır / Türk Toraks Derneği

Toraks Derneği göğüs hastalıkları uzmanlık derneğidir. Yaklaşık 4-5 bin üyemiz vardır. Dernek olarak toplum sağlığı, halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmeti çerçevesinde hizmet veriyoruz. Mesleğimizin uzmanlığını ve alanımızdaki koruyucu sağlık hizmetlerini takip etmek üzerine kurulu görevlerimiz var.

Heybeliada Sanatoryumu, derneğimizin üyeleri arasında çok önemli bilim insanlarını da yetiştiren bir kuruluştur. Sanatoryumdan mezun olan birçok uzman derneğimizin üyesidir. Birçok hastayı tedavi etmesi yanında birçok uzman da yetiştirmiştir. Buradan yola çıkarak Toraks Derneğinin başlattığı bir kampanya vardı. Bu yılın başında change.org’dan bir kampanya başlatıldı. Konunun yeniden gündeme gelmesi üzerine 70-80 bin kişi imza verdi. Tüzüğümüzden kaynaklı nedenlerle hukuksal sürece de müdahil olmak istiyoruz. Bu kurumla ilgili olarak söyleyeceğim şeyler bunlardır, ben Adalı değilim, adada yaşamadım ancak bu kuruluş çok önemlidir. 1924 yılında yapılan bir binadır. Bu binaya ilişkin bir kitap da var. Kitapta günlük yemek listesi dahi var, binanın yapımından itibaren ne kadara mal olduğu dahi bu kitapta yazıyor. Herkese kurslar verilmiş, eğitim verilmiş, marangozluk kursu dahi verilmiş. Çok önemli bilim insanlarının yetişmesine hizmet etmiş bir kuruluştur. Bu binanın daha başka bir özelliği de şudur; kazmayı vurup yapmamışlar, bütün bilimsel incelemeler yapılmış, rasatlar yapılmış, hesaplamalar, deniz, rüzgâr, dağ ve iklim koşullarının tamamı dikkate alınarak özenle çalışılarak yapılmıştır. Bu binalar teknik anlamda, inşaat tekniği ve oda ve tavan yükseklikleri bakımından hastalıklarla mücadele anlamında örnek binalardır, hem de mevcut hastanelerle karşılaştırıldığında da çok insani binalardır. Ormana doğru giden hava akımı, hastalık bulaşma riskinin oldukça düşük olması, pencereler ve binanın yapılış şekli, enfeksiyon kontrolü sağlayan yapısı itibariyle örnek kuruluştur. Hem hasta tedavi etmiştir hem de bilim insanı yetiştirmiştir. Bu binalar kurumsal kültürü olan binalardır.  Kültürel mirası, kurumsal kültürü ve fonksiyonu ile birlikte korunması gerekmektedir.

Sağlığın piyasalaşması bakımından sanatoryum yapıları hantal ve pahalı bulunduğu için kapatıldı. 1943-1944’lerde verem ilacı keşfedilmişti. Dünya savaşını ve zor ekonomik koşuları düşündüğümüzde o yıllarda Heybeliada sanatoryumunda verem ilaçlarının olması çok kıymetli bir miras odluğunun da ispatıdır. Burası özel bir yerdir. Bu ülkeye çok önemli katkıları olmuş bir kurumdur.  Burasını Adalıların da uygun göreceği bir fonksiyona kavuşturmak Toraks derneğinin amaçları arasındadır ve hep beraber başaracağımızı umuyorum.

Buraya gelmeden evvel Heybeliada Sanatoryumunda çalışmış olan arkadaşlarla görüştüm. Kapatılması sırasında yerel halkın kapatılması yönünde imza verdiği iddiası doğru olabilir. Muhtemelen doğrudur, yıllardır tüberküloz hastalıkları ile mücadele etmiş bir hekim olarak, doktor dahi olsan tüberküloz hastasına ayrımcılık yapılır, bunu biliyoruz. Buranın bir sosyolojik analizini yaparsak halkın istemediği sonucu ortaya çıkarabiliriz. Aynı şey korona konusunda da yapıldı, korona olanlara ve doktorlara da ayrımcılık yapılıyor. Sanatoryumun kapatılması döneminde halkın kapatılma yönüne imza vermesi bu sebeple ve yanlış bilgilenmeden kaynaklanmış olabilir.

Ayrıca belirtmeliyim ki buranın müze olması zordur. Mekânın bir kısmının orijinal hali ile korunması bir kısmının da işlevsel hale getirilmesi mümkün olabilir. Bir Tüberküloz Enstitüsü kurulabilir.

Dünyada doğa kıyımı bütün dünyada devam ettiği sürece birçok yeni salgınla karşılaşacağız. Amazonlarda da denge bozuluyor Kazdağları’nda da doğal denge bozuluyor. Bu bizi aşan bir durum. İklim krizi devam ediyor. Ağaçların kesildiği bir dünyada, vahşi hayvanların ekosistemlerinin darmadağın edildiği bir dünyada, bütün dünyada yeni salgınlarla karşılaşmak artık olağan bir sonuç. Covid-19 salgını da çevre yıkımıyla başlayan yarasaların beslenemeyen pangolinler tarafından yenmek zorunda kalması ve bu hayvanların Çin’deki devasa açık çarşılarda satılmasından, kaynaklanan bir eko-sistem krizinin sonucudur aslında.

Bu nedenle salgını önceden keşfetmek ve saptamak bakımından salgınla mücadele anlamında bir sorumluluğumuz var. Bu korona salgınını yenersek başka koronalar çıkacaktır. Kurumsal olarak ülke olarak böyle bir ihtiyacımız var. Bu nedenle siyasi parti temsilcileri de buradayken benim teklifim bir enstitü ve bilimsel araştırma merkezi yapılmasının uygun olacağı yönündedir.

Türkan Yavuz / Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)

Haluk hocamız çok büyük emekleri olan birisidir. Kendisinin buraya gelişinden ok mutlu oldum. Heybeliada’da büyük bir miras vardır. Ben Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası temsilcisi olarak buradayım. Sendika olarak ulaşılabilir, ücretsiz ve toplumun ihtiyacının tamamını karşılayacak bir sağlık hizmeti talebimiz bulunmaktadır. Sanatoryum 2005 yılında Süreyyapaşa’ya devredilmişti. Apar topar bütün tarihi ile birlikte devredildi. Bütün maddi ve manevi varlığı bozularak devredilmişti. Sahip çıkılamamıştı ama bugün sahip çıkmamız gerektiği için buradayız. Oluşan sivil toplum duyarlılığı çok önemlidir. Biz, sendika olarak bu kültürel mirasın fonksiyonel olarak devamını talep ediyoruz.

Cevahir Efe Akçelik / TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri

Biz akademik çalışmalar yaparken burayı keşfetmiştik. Cumhuriyetin erken dönem mimarisi açısından Heybeliada Sanatoryumu önemli bir binadır. Burayı 1924 yılından itibaren temsil ettiği değerler üzerinden değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Kenti mekân üzerinden muhafazakarlaştırmak ve akabinde de toplumsal tahakküm kurmak amaçlı olarak yapılan devir işlemini kabul etmiyoruz. Koruma kurulundan karar alınması gerekirken böyle bir karar da alınmamıştır. Koruma Kurulu Kararı bulunmamaktadır. Koruma kurulunun izni ve onayı olmaksızın Diyanet’e devredilmesi hukuki değildir. Diyanete tahsis edilmesi mevcut hukuk açısından kesinlikle uygun değildir. Sağlık açısından ve pandemi sürecinde de yeniden değerlendirme yapılmak zorundadır. Dünyadaki örneklere aktığımızda fuar alanları ve sergi olanları bile sağlık merkezine dönüştürüldü. Oysaki küçük bir onarımla sanatoryumu sağlık merkezine dönüştürmek mümkündü ve yapılmadı. Hukuki mücadele verilirken ayrıca bir politik mücadele de yapılması ve bu sürecin bütünlüklü olarak yürütülmesi gerekmektedir. Diyanetin açıklaması muhalefeti geriletmek için yapılmış olabilir. Sağlık bakanlığının “ihtiyacımız yok” diyerek açıklama yapması da acı vericidir. Bence bir adım daha atılarak bu işin tamamlanması ve amacın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesi çerçevesindeki tartışmalardan sivil toplumun ve toplumsal tepkinin önemli olduğunu görüyoruz. Bu konuda herkes toplu birbirine atıyor, bu durum sanatoryuma ilişkin tasarrufların yerinde olmadığının da göstergesidir.

Akif Burak Atlar / Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı

Cevahir bey benim söyleyeceklerimin birçoğunu dile getirdi. Ölçeği küçültüp, adalar ilçesinin diğer mücadele alanlarından bahsetmek de gerekmektedir. Sanatoryum’da bir tahsis söz konusu, tahsisin konu edildiği kurum Diyanet. Tıpkı bomonti binasında olduğu gibi. Birçok örneğin altından Diyanet İşleri Başkanlığı çıkıyor. Burada bir hegemonya inşası söz konusu. İhtiyacın olup olmadığı dahi araştırılmadan doğrudan tahsis yapılması kötü bir yaklaşımdır. Kamusal yararın korunması gerekmektedir. Oysaki bu tahsiste bir kamusal yarar bulunmuyor. Sanatoryumu bir değer olarak korumamız gerekiyor. İllaki bir değişiklik yapılacaksa toplumun ihtiyaçlarına uygun şekilde yapılması gerekmektedir. Amaca uygunluk araştırması yapılmadığını görüyoruz. Yassıada ve Sivriada’da da aynı şey oldu. Heliport plan değişikliği gibi birçok kentsel mesele gündeme geldi ve gelmeye devam ediyor. Sanatoryum bunların son örneği oldu. Bizim bunlara karşı topyekûn bir savunma hattı kurmamız gerekmektedir. Çünkü sistematik bir saldırı yapılıyor. Bir metrekare alanı dahi savunmak ve yasal her türlü mücadeleyi vermek ve halkı bilgilendirmek gerekmektedir. Tüm konularda diğer örgütlerle ve kurumlarla dayanışma içinde olacağız ve ada halkı için de her zaman çalışacağız. Saygılarımı sunuyorum.

Yaman İrepoğlu / Kent Konseyi İmar ve Planlama Grubu Koordinatörü

Arkadaşlarım çok güzel özetledi. Olaya baştan bakarsak 1/5.000 nazım imar planı çerçevesinde bir savunma mekanizması oluşturulması önemli bir şans. Ortak bir dil ve ortak bir sesin çıkıyor olması çok harika bir şey.  Hepimizin burada olması olumlu. Diğer olaylarla birlikte değerlendirildiğinde Adalar üzerine oynanan oyunlar ifşa edildi. Plan üzerinden hareket edersek diğer konuları da doğru şekilde anlarız diye düşünüyorum. Ben bir mimar olarak, sanatoryumun mevcut haliyle kısa bir sürede restore edilerek yeniden hayata geçirilebilecek bir değer olduğunu düşünüyorum. Bu binayı yeniden yapacak olsak böyle mükemmel bir şekilde tasarlamak mümkün olmayacaktır. Çok rahat ve kısa bir sürede bu bina yeniden faaliyete geçirilebilir. Bir stratejik plan yapılması gerekir. TMMOB ve belediye ölçeğinde bir dosya hazırlamamız gerekiyor. Belediyenin arşivinde bu bina ile ilgili bilgilerin araştırılması faydalı olacaktır. Kent Konseyine çalışmaları için teşekkür ediyorum.

 Nuri Dağdeviren / Heybeliada Sanatoryumu Dördüncü Kuşak Eczane Kalfası

Ben 1977 yılında sanatoryumda işe başladım. Büyüklerimden duyduğum ve kitaplardan okuduğum kadarıyla 1924 ağustos tarihinde Atatürk o dönemde hastaları oraya gönderiyor, ince hatalık, sonra verem ve tüberküloz. MDR hastaları da oraya geldi. MDR hastalarının ilacı geç bulundu. Burası 12 kişi ile başladı ve talep çoğaldı, ek bina yapıldı. Yığma tuğlalarla yapıldı, Atatürk gelmiş ve hastalarla yemek yemiş ve beraber olmuş. İnönü gelip üç gün hastalarla beraber kalmış. Rifat Ilgaz da orada kalmış. Daha sonra burası 750 yatak kapasitesine kadar çıkıyor. Siyami Ersek ve Tevfik İsmail Gökçe gibi kişilerin katkısı ile yatak sayısı arttı. Kadınlar bölümü onun sayesinde açıldı. Siyami Ersek kendi hastanesini açınca buradan ayrıldı. Daha sonra yatak sayısı azaldı. 1999-2002 seneleri arasında erkekler bölümü binasını tadilat tamirat yaptılar. Ama yine de 100 kişilik bir sayıya kadar düştü. Daha sonra bu hastane kar etmiyor zarar ediyor diye kapatılmaya çalışıldı. Bir hastane kar etmiyor diye kapatılır mı? Osman durmuş da sağlık bakanı iken kapatmak istemişti.

2004 yılının son aylarında bir kararla kapanış kararı verildi. Sanatoryumdaki tarihi eserler, ceviz dolaplar, masalar tamamen çöpe gitti. Şu anda onların değeri milyonlar eder. Tarihsel bir mirası yok ettiler. Anlatılacak çok şeyler var. 16 sene oldu, ben çalıştığım binaya ilk defa girebildim, 16 sene sonra gittim, resimler çektik.

Fırın vardı ekmek pişiren, mesela fırın nerede? Halk TV ile beraber gittik, detayları oradan görebilirsiniz.

Kapatılma hikayesine gelecek olursak, yanlış bilgilenme olmasın, kapatılsın diye 50 imza toplandı ama kapanmasın diye de 1500 imza toplandı. Biz kapanmasın diye vapurların bile yolunu kestik engel olmaya çalıştık ama başaramadık. Çok üzgünüm.

Ayşe Gülnur Şakir– İyi Parti İlçe başkanı

Her şeyden önce davetiniz için teşekkür ederim. Geçmişim sanatla ilgilidir. Söyleyecek söz bulamıyorum, bu olayları hayretlerle dinliyorum. Sanatoryumun kültürel miras olarak saklanması gerekir. Bakımının yeniden yapılması gerekir. Uzun yıllar yurtdışıda olduğum için ada doğumlu bir jenerasyon olarak içler acısı bir durum ile karşı karşıyayız. Heybeliada’daki durum, benim bilgim, halkın buraya tepkili olması ve kapatılmasını istemesi nedeniyle idi. Ben böyle biliyordum. Oysaki hem mimari hem de sağlık açısından korunması gereken bir mirastır. Osmanlıdan gelen bir geleneğimiz vardır; hayvan postu serilip nem var mı yok mu test edilir ve rüzgârı nemi havası incelenirdi, rastgele bina yapılmazdı. Bu binanı yapımı aşamasında da tamamen bilimsel metotların uygulandığını bilim insanları burada açıkladılar. Bu binanın restore edilerek 21. Yüzyıl mimarisi ile uyumlu şekilde yeniden hayata geçirilmesi gerekir.

Ali Ercan Akpolat / CHP İlçe Başkanı

Kent Konseyi Başkanı İskender hocaya, Umut Oran’a ve hocalarımıza teşekkür ediyorum. Ben 51 yaşındayım ve ada doğumluyum. Çok anılarım var, benim babaannem kadınlar bölümünde üç ay yatmıştı. Teknik açıdan her türlü şey söylendi. Sanatoryumun kapandığı dönemde ben ilçe başkanıydım. Her türlü çabayı gösterdik, ama derdimizi anlatamadık, üsten gelen planlama sonucunda kapatıldı. Ayrıca burası SİT alanı, yok olmasına mâni olamadık. Ada halkı o zaman tepkisini yeterince iyi gösteremedi. Şu anda da Yassıada da müze beklentileri içindeyken tamamen betona boğulduğunu görüyoruz, bugün orada bir beton yığını görüyoruz. İnanılmaz ölçüde doğa tahrip oldu. Burada da aynı durumla karşılaşabiliriz Diyanetin oraya yapacağı ne olacak ki? Tarihi zenginliği kaybetmememiz gerekiyor.  Buradan, eskiden İstanbul’a baktığımızda dağları görürdük şimdi binaları ve beton yığınlarını görüyoruz. Ada, çok yeşil ve temiz olduğu için insanlar buraya geliyor. Bu iyi bir şey ama bunu korumamız da gerekiyor. İstanbul’da yaşayanlar -buraya boşuna gelmiyor. Burayı İstanbul gibi beton yığınına çevirmenin kime ne faydası olabilir? İnsanların yaşam alanlarını yok etmemek gerekir. En büyük yeşillik ve orman Heybeliada’dadır.

Sanatoryum eskiden yoksul insanlara hizmet verirdi. İyi çalışırsak bu işi geri çevirebiliriz diye düşünüyorum.

Yangın çıktı denilen dönemde belediye başkan yardımcısıydım. İçim sızladı. Gözümüzün önünde cayır cayır yandı. Sahip çıkamadık. Her kesin sorumluluğu var. Elektrik telleri kapı kulpları hurdaya gitti.

Tolga Bektaş / Heybeliada, Arka Güverte

Cumartesi Heybeliada’da yapılan eylem uzunca bir süredir Adalar’da yapılan en kitlesel ve heyecan verici bir eylemdi. Bir itirazın enerjisi birikmiş ve Sanatoryumla birlikte orada çıkan bu enerji sonucunda iyi bir deneyi yaşadık. Burası bir kamusal alandır.

Heybelideki kütüphane de metruk şekilde bırakılmıştı. 7 yıldır sırf bu iş için Heybeliada Kütüphane Derneği kuruldu. 7 yıldır bu dernek çalışıyor ve sonunda kazandık. İlk başta bir toplantı ile başladı sonra çalışıldı ve kütüphane yeniden kazanıldı. Heybeliada gönüllüleri de çalıştı. Eylem takvimi sonucunda başarıldı. Alan temizlendi. Hukuki ve diplomatik ilişkiler yürütüldü. Bütün partiler ziyaret edildi.  Müzakere edildi. İyi bir süreç yürütüldü ve başarı hikayesi yaratıldı.

Sanatoryumda da kütüphane konusunda elde edilen başarı tekrar edilebilir. Ortak akıl ortaya koyabilirsek iyi olur, Meslek Odaları, Belediye, STK ve Kent Konseyinin bir arada olması çok haklı olduğumuz bu mücadeleyi kazanmamızı sağlayacaktır. Bir koordinasyon ekibi oluşturmalıyız ve sahayı da takip etmeliyiz.

Bir yarışma da yapılabilir. Heybeli sanatoryumu için bir hayal de kurulabilir, tasarım yarışması da yapılabilir.