6. Adalar Forumu Notları ve Sonuç Bildirgesi

6. Adalar Forumu Notları ve Sonuç Bildirgesi

Pandemi sonunda oluşan karantina halinin kaldırılması ile birlikte, Adalar Kent Konseyi 6 düzenli forum, dört tane de, birisi Heybeliada diğeri de Burgazada’da olmak üzere, doğrudan halk toplantısı gerçekleştirdi. Bu süreçte Genel kurulunu yaptı ve olanca şeffaflığı içinde ne yaptığını, ne yapacağını, konuşulan tartışılan sonuca ve mutabakata varılan her şeyin kaydını tuttu, birer bildirge ve program haline getirdi, yol haritası oluşturdu ve bu forumlardan ve toplantılardan etkinlik ve eylem planı ve uygulama pratikleri çıkardı.

Sakin Şehir projesini öneren Kenan Şahap Yakut forumda konuşuyor

Adalar Kent Konseyi olabildiğince bağımsı, şeffaf,- doğrudan katılıma inanan ve şehrin hayatına yön verecek her türlü girişimin ya da kararan içinde, denetleyici, izleyici ve önerici olarak oluyor, olacaktır.

Bütün bu forumlardan çıkan en kritik sonuçlar ilgili çalışma gruplarına rapor edildi, gönderildi ve hazırlık ve aksiyon planlarının içinde yer alması sağlandı.

Adalar Forumları sivil toplumun ve Adalı bireylerin geniş, çoğul ve çeşitlenmiş katılımına inanmaktadır.

Forumların tutanaklarında, sunumunda, yazımında büyük katkısı olan Konsey Hukuk Grubu Başkanı Avukat İbrahim Aycan’a ve kayıttan teknik altyapıya dek görsel ve işitsel akışın sağlanması ve sunumunda büyük katkısı olan Dijitalleşme ve Etkinlik Grup Başkanı Kenan Şahap Yakut’a çok teşekkür ederim.

İskender Özturanlı, Adalar Kent Konseyi Başkanı
İşte 6. Forum özet tutanakları

Adalar halk  hak forumlarının 6. sına hoş geldiniz. Pandemi nedeniyle katılamayanlara da selamlarımızı iletiyoruz. Forumumuz her zamanki gibi hukuk grubumuzdan Avukat İbrahim Aycan tarafından yazılı metne dönüştürülecek, sonuç bildirgesi yayınlanacak ve tartışılan konuların takibi yine bizler tarafından yapılacaktır. Konuşulan ve bir karara varılan konuların akim kalmaması için tüm forum katılımcılarını ve adalıları oluşan ortak akla sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Öncelikle Kenan beye söz veriyoruz.

 Kanan Şahap Yakut, KK Dijitalleşme ve Eğitim Çalışma Grubu Başkanı

Sakin şehir konusunda söyleyeceklerim var. Türkiye’de 18 ilçe sakin şehir olarak kabul edilmiştir. Esas felsefe küçük yerleşim yerlerinin büyük kentler tarafından işgal edilmesine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu fikir İtalya’da ortaya çıktı. Büyük şehirlerin özellikle imar baskısı nedeniyle küçük şehirler kendilerini korumaya almak istiyorlar. Beklenti, ilçelerin yapılarını korumak. Adalar sakin şehir olsun mu olmasın mı üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Yöntem olarak 18 ilçede farklı yollar izlenmiştir. Ama esas olan ilçede yaşayan kişilerin bu felsefenin kendilerine uygun olup olmadığını tartışması gerekiyor. İşi yürütecek olan Belediyedir. Kent Konseyi ile eşgüdüm gerekir. Konseyimizin web sitesinde de yayınlanan 72 şartın yerine getirilmesi gerekir. Kabul edilirse ilan ediliyor. Bu süreci takip etmek gerekiyor. Katılım gerekli. Belediyenin talep etmesi uygun değil. Talebin tabandan gelmesi ve esnafın takip etmesi, kitapçıkların oluşturulması gerekiyor. Katılımcıların desteklemediği bir yapının hayata geçmesi ve uygulanması da mümkün değil. Denetim de var çünkü. Gelip CittaSlow devam ediyor mu onu da denetliyorlar. Nasıl başaracağımızı kendi iç denetimimizle de düşünmemiz gerekiyor. 12.000 seçmeni olan bir yeriz, ama 16 milyon karşımızda duruyor. Bu işin yürütülmesi için yerel halk dikkate alınıyor. Halkın kendisini tanımlaması gerekiyor. Ne istediğine karar vermesi gerekiyor. Çevre ve şehircilik bakanlığı da bunu destekliyor. Çünkü desteklenmeyecek bir çalışma değil. Esnaf için zararlı olabilir diye düşünülüyor ama esnafın faydasına bir uygulamadır. Adanın nüfusunun artması riskine karşı başka refleksler gelişecektir. Kriterlerin tamamının tek tek incelenmesi gerekmektedir. Eğer bu konuda çalışmamızın önemli ve değerli olduğunu düşünüyorsak, önerimiz 18 ilçenin deneyimlerinin takip edilmesidir. Nasıl sonuç aldıklarının araştırılmasını öneriyorum.

İbrahim Aycan, Hukukçu

Yavaş şehir felsefesini öncelikle bizim ve katılımcıların da öğrenmesi için temel ilkelerin burada okunmasını öneriyorum. Okuyalım ve neyi tartıştığımızı bilelim.  (Bu öneri üzerine 72 madde özet halinde okundu) 72 maddelik ilkeden hiçbirini reddetmemiz mümkün değil. Her bir madde insan odaklı ve insana hizmet ediyor. İnsanın özüne hitap eden, yaşamın daha anlamlı kılınmasını hedefleyen kriterler bunlar. Adaların kendi organik ürünlerini tüketmesi, kendi kendine yeten bir yer olmasını kim istemez? Vapurlarla sebze çuvalları taşımaktansa kendi ürettiği sağlıklı gıdayı yemek adalıların da esnafın da tercihi olacaktır. Çevrenin temiz olması, gürültü kirliliği olmaması, bisiklet parklarının olması, tabela kirliliğin ortadan kalkması hem kamunun hem de yurttaşın tamamının lehinedir. 72 ilkenin sadece bir kısmını gerçekleştirsek bile şikâyet ettiğimiz birçok sorunun ortadan kalktığını göreceğiz. İnsan odaklı bu projenin halka doğrudan anlatılması için hemen çalışmaya başlanasını ve halkla birebir temas kurarak eğilim yoklaması yapılmasını akabinde de kurumsal önerilere geçilmesini öneriyorum.

 Dr. İnan İzci, Siyasal Bilimci

Kent Konseyi sürdürülebilir kent konusunun devamı için gereken çalışmaları yapan bir kuruluştur. CittaSlow ise bu çerçeveye uygun bir yöntem.

Benim önerilerimi birkaç başlık altında özetleyeceğim;

1-Anket odak toplantıları ve saha çalışması yapılması, hemşerilerin bunu duyması

2- Halkın duyması ve belediye başkanının da bunu istemesi ve desteklemesi gerekir. Belediye meclisi bunu ya destekler ya desteklemez.

3- Gerçekleştirilebilir hedefler koymak

4- 72 kritere bir anda ulamak mümkün değil. Orta ve uzun vadede yapmak gerekir. İnsan gücü ve yetki önemlidir.

Balıkçılık, hobi bahçeleri ve kent bilincinin gelişmesi önemli. Kent Konseyinin asli işlevi budur. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak zorundayız. Diğer aktörleri de sürece katmak gerekir. CittaSlow bir çerçeve sunduğu için önemsenmelidir.

Gülizar Akkanat

2006’dan beri adalıyım. Sanatçılar sokağında müzik yaptım. Adayı çok seviyorum. Burayı doktorumuz tavsiye etti. Muğlalıyım. Yatağan Santralliden dolayı çevreci bir kişiliğimiz de var. Akyaka için düşünmüştüm.

Adaların yavaş şehir olması gerekir ve örnek olacak bir yerdir bütün Türkiye için. İnsanlığa sunacağımız bir fırsattır. Özellikle virüsle ilgili olarak müzik yayınları yaptık. Parti ayrımı yapmaksızın bu proje çok önemlidir.

Yavaş şehir kavramı önemli. Ben eğitimciyim. Toplu bir eğitimdir aynı amanda. Seferihisar ilk olarak yaptı ve orada oldu. Kazdağlarında da konuşuldu ama unutuldu. Adalar kendi bünyesinde düşünüyor ama Türkiye ve insanlık için örnek olacaktır. Kimsenin hayır diyeceği bir yönü yok. Herkesin faydasınadır. Gürültünün olmamasını kim istemeyebilir? Akyaka bunu başarmıştır

Çok güzel bir konu ve üzerinde çalışılmalı. Sevgilerimi sunuyorum.

Doç. Dr. Zeki Coşkun

 İyi pazarlar herkese. Aklın yolu bir. Bir inisiyatif alıp bir çağrı ve öneri olarak insanların gündemine taşımak ve destek kampanyası, imza kampanyası yapmak gerekir. Destek istemek gerekir. Okuma özürlüyüz o yüzden 72 maddeyi okumak halk için zor olacaktır. O yüzden enforme edip çağrı yapalım, iletişim ve duyuru kampanyası yapmak daha doğru olacaktır. Ve belediye meclisinin gündemine taşımak ve yerel güdeme almak gerekir. Uygulama alanları belirlemek ve yürürlüğe koymak gerekir. Önerilerim bunlardır.

 Ayşenur Özturanlı, Oyuncu

Adanın müthiş rayihası vardı. Eski koku artık yok. Kenan beye teşekkür ederiz. Bitkileri ve endemik dokuyu yeniden canlandırmak harika şeyler. Kent Konseyi böyle bir birim kurup eski bitkileri canlandırmalıdır. Eskiden kuş çeşidi çoktu artık yok. Artık hava kirliliği de var. Pandemi bize şunu da öğretti; yavaş yaşamıyoruz. Çevreyi korumak gelecek kuşaklara borcumuzdur. Bitkilerle ilgili önerimi de sunmuş oluyorum. Değerlerimizin yok olmasında adalıların büyük günahı bulunmaktadır. Bir bütün olarak davranamadığımız her konuda kaybedeceğiz.

Sanatoryumun aslına uygun ve mevcudu muhafaza eden bir yapıda korunması gerekmektedir. Müze olarak kalması daha uygun olacaktır. Aslına rücu etmelidir. Asli fonksiyonuna uygun şekilde korunmalıdır. Burası uzmanlık hastanesi idi. O şekilde aslına rücu etmelidir.

 Ayla Doyum, Aktivist

Bu kriterleri istemek için illa yavaş şehir olmak gerekmez. Çok güzel konuşmalar var. Çok da zevk alıyorum aslında adalıyım değilim tartışmasına da karşıyım ben. Türkiye hepimizin. Adalı olmak adayı korumaktır. İstediği yere çöp atan insan adalı değildir. Ada’da çekirdekleri yere atıyorlar. Yavaş şehir ile ilgili 72 kriter Seferihisar’da da yok. Biz neden iyi ve sürdürülebilir kentte yaşamak istemiyoruz? Bunu yapabiliriz. Yerel yönetimlere çok büyük işler düşüyor. Siyaset giriyor işe. Umuyorum ki iktidar ve muhalefet sessiz şehri kullanacaklardır. Çok dikkatli olmak lazım. Adalılar da bu kriterleri öğrendiğinde reddetmesi imkansızdır.

 Deniz Emin Tüfekçi, Turizmci,

1958’den beri Heybeliadalıyım. İşim turizm. Hep yaşam yerim Adalar oldu. Bakıyorum burada Kent Konseyinin bahçesinde Sanatoryumu ve Sakin Şehir konusunu konuştuğumuz bu forumda toplam 15 kişiyiz. Ama 80-90 delegemiz var. Gelmiyorlar. Kent Konseyi üyesi olmadığım halde ben geliyorum ama KK üyeleri neden gelmiyorlar? KK’yı ele geçirmek için yapılan çalışmaların onda biri KK’yı çalıştırmak için yapılmıyor. Derneklerin neden burada olmadığın sorgulamak lazım. KK iyi bir öğüt olabilirdi. Ama iyi bir örgüt değil. Burası inanç, köken ve parti üstü bir çaba yeridir, bir platformdur. Neden az olduğumuz ayrıca düşünelim. Örgüt olmazsa hepimiz kurt da olsak sözümüz geçmez. Örgüt olursa herkese sözümüz geçer kaymakama da belediye başkanına da sözümüz geçer bun yapabilirsek örgütlü güç olarak çok güçlü oluruz. Kent Konseyinin iletişimi güçlendirmesi gerekir. Belediyenin de çalışması ve iletişimi başarılı şekilde yürütmesi gerekir.

Yavaş Şehir: Biz eskiden yavaş şehirdik eskiden. Özal ile birlikte bu yavaş şehir özelliğimizi yitirdik. O dönem kimse teki göstermedi. Hatta çağdaşlığın bir sembolü olarak gösterdiler.

KK’nin çok önem vermesi gereken bir konudur yavaş şehir. Burası küçük bir çaba ile yavaş şehir olur. Örneğin çiçek bahçelerinin desteklenmesi gerekir. Eskiden tarım da vardı ben ilkokula giderken süt, yoğurt ve sebzeyi Yalovalılardan alırdık. Eskiden hem Harp Okulu vardı hem Hastane vardı ama yine de yavaş şehir idik. Önemli olan bu iradeyi ortaya koymaktır. KK ciddi bir çalışma yaparsa 1-2 sene sonra Adalar yavaş şehir olur. Belki atlarımıza da yeniden kavuşuruz. Motorlu araçlardan da kurtuluruz.  Seferihisar’da köylüler yiyeceklerini pazara at arabası ile getiriyor. Kimse de bunu motorlu araçla getir demiyor. Bu nostalji değildir.

Adalılık ikamet değil irade meselesidir. Bu iradeye sahipsen adalı olursun. Sahip çıkma parçası olma içselleştirme meselesidir. Martı, karga, kedi, köpek ve serçenin su ihtiyacını düşünenler adalıdır. Biz eskiden komşumuzun hangi dinden hangi mezhepten olduğunu bile bilmezdik. Musevi, Hristiyan ayrımı yapmadan kurban eti dağıtırdık. Beraber örgütlenme önemlidir. Beraber denize giderdik. Sahip çıkmak için bir mevki sahibi olmak da gerekir.

Sanatoryum: Sanatoryum için 8 araba polis geldi. İyi oldu, adayı gördüler gezdiler. Bizim polisle devletle sorunumuz yok ki. Biz hastanenin aynı işleve sahip şekilde devam etmesini istiyoruz. Herkesin menfaatinedir. Hastane bizim bir parçamız. Hasta olup hiç gitmedim. Adalılar o hastaneyi belki % 5 i kullandı ama hastane adanın bir parçasıdır, ruhudur. Hatıralar var. Birçok yazar ve politikacı orada kaldı, tedavi oldu. Birçok hasta hastalığı döneminde orada sadece yatmadı. Meslek edinecek kurslara gitti. Hastane kurs da veriyordu. Kurs alanlar adada kaldı. Muslukçu, at nalı yapan insanlar, nalbantlar adada kaldı. Hastane bir yaşam kaynağıydı. Süreyyapaşa Hastanesi de aynı işleve sahipti. Ada ile hastane arasında organik bir bağ vardı. Bu bizim ruhumuz ve hafızamız. Geçmişe ait hafızanın devam etmesi çok önemlidir. Hafızamız yok ediliyor, yapılmak istenen budur. Siyasi iktidarın hafızamızı silmesine izin vermemeliyiz. Cumhuriyet döneminde ne yapılmışsa onu kazıyıp silip atmak istiyorlar. Sebebi din mi bilmiyorum ama din sadece maske olarak kullanılıyor. Papaz okulu var, adanın başka bir tepesinde de Müslüman okulu açalım demenin Ada’ya, İstanbul’a ve insanlığa hiçbir faydası olduğunu düşünmüyorum. Bu yarışa gireceğimize başka yarışlara girmek daha faydalı olur. Ortak renklere ve hafızamıza sahip çıkmalıyız. Ruhumuzu kaybetmemeliyiz. Bunlar bize kaybettirir. Bizim görevimiz korumak ve kollamak, bize teslim edilen değerleri bir sonraki jenerasyona güzelleştirerek, zenginleştirerek, daha faydalı hale getirerek intikal ettirmektedir. Bu Pazar günü neden başka yerde değiliz de buradayız? Amacımız gelecek kuşaklara bunları aktarmak içindir. Ne çam ağaçları bizim ne deniz bizim ne de balıklar bizim. Biz bunları korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için varız. Ayasofya’yı, Sultanahmet’i gelecek kuşaklara taşımak hepimizin görevidir. Bu kente ihanet ettik diye af dilemek ve sonra özürden sonra daha beterlerini yapmak kabul edilemez. Ada bakımından ise biz Ada’nın değerlerini korumak ve gelecek kuşaklara taşımakla görevliyiz. Biz adada dünyanın en büyük ve güzel koylarından biri olan Çamlimanı’nda bir yaşlı bakımevi yapabiliriz. Neden yapmıyoruz? Ekonomik olarak da çok büyük gelir elde edilir. Aylık 3.000 Euro ödemeye hazır insanlar var. Neden yapmıyoruz? Sırf adalılar için bile 400-500 yatak kapasiteli yaşlı evi yapmak çok önemlidir. Bunu yapabilirsek çok doğru bir şey yapmış oluruz. İmam Hatip her yerde açılır ama yaşlı evi Pendik’te açılamaz. Egsoz kokusu içinde bu yapılamaz, sakin ve doğal bir ortamda, oksijenin olduğu yerde bunların yapılması lazımdır. Yerelde oturan insanlara kimse bir şey sormadığı için biz kendi aramızda konuşuyoruz. KK üyeleri olan dernekler katılmalı ve kendi üyelerine duyurmalı, başarılı olmalıdır. Biz bunu başarmalıyız. Adalar için doğru şeyler yapılmalıdır. Birçok şey yapabiliriz. Adada yaşamanın kıymetini bilmeliyiz. Sivil toplumu göreve çağırıyorum.

Yeteri kadar hastanemiz var denildiği için yaşlı bakımevi olarak önerdim. Böyle bir yapı Heybeliada’ya ciddi bir ekonomik girdi sağlayabilir. Ekrem İmamoğlu’nun önerisi gayet yerinde. Faytonların satın alınması için harcanan para 90 milyon, oysaki o kadar büyük bir bütçeye bile gerek olmadan bu 200 dönümlük arazi değerlendirilebilir ve Ada’ya faydalı bir hastane olarak değerlendirilebilir.  Adalı kimliğimizle bu meseleye sahip çıkmamız gerekmektedir. Çok daha hızlı bir şekilde yol alabiliriz.

 Kamer Alyanakyan, KK Ulaşım Grup Başkanı

Üç haftadır Şehir Planlama ve Büyükşehir ekibi adaları teker teker dolaşıyor, geçen hafta Heybelideydi. Bu hafta Büyükada’ya gelecekler. Çalışmalardan haberdar olmak isteyenler, öneride ulunmak ve fikir vermek isteyenler iskelenin yanına kurulacak olan bu masada görüşlerini bildirebilir. Ne kadar çok kişi katılırsa o kadar iyi olacaktır. Bu konuyu duyuralım.

 Rüstem Kurtoğlu, Öğretmen

Ben yatılı okullarda okudum. Eski köy enstitülerinin kültürünü taşıyan okullar büyük kazanım sağladı bana. Heybeliada Sanatoryumu da bunlardan biridir. Cumhuriyetin kurucuları, cumhuriyete hayat verenler her yapılanmada aklı ve bilimi öncelemişlerdir. Bu sanatoryum gündeme geldikten sonra bu konuda bilgilenme arayışına girdim. Sanatoryum akla ve bilime yaslanan bir yapıdır. İskender bey rüzgâr hesabını ve dağa yaslanma şeklindeki bilimsel yaklaşımı iyi özetledi. Sanatoryumun Adalar KK gündemine girmesi ve bayrak göstermesi çok iyi olmuştur. Bu işin peşini bırakmayalım. Bu işi takip edelim. Çok önemli tarihsel bir mirastır. Bu özelliklerinin korunarak devam etmesi Adalar için büyük kazanım olacaktır. Bu olayın sıcağı sıcağına takip edilmesini öneriyorum ve çabalar için çok teşekkür ediyorum.

 Sonuçlar ve Kararlar

  1. KK Yürütme kurulun iletilmek üzere bir “Yavaş şehir çalışma grubu kurulması kararı alındı
  2. Yavaş şehir için Adalar Belediyesi ile koordineli bir analiz ve araştırma çalışması başlatılması kararı alındı.
  3. Heybeliada Sanatoryumunu korumak ve geliştirmek adına ortak akıl toplantıları eylemler ve etkinlikler yapılması kararı alındı.