Gerçekçi Hayalleri Uçuşturalım – Şule Şenol

Gerçekçi Hayalleri Uçuşturalım – Şule Şenol

Gerçekçi hayalleri uçuşturalım

Atlar Adalarda kalsın.

Yaşam koşulları düzelsin.

Sadece faytonculukta kullanılmasın. Faytonculukta kullanılma biçimleri de değişsin.

Adalarda faytonculuk, seyislik, nalbantlık, fayton yapımcılığı vs. gibi işlerde fiilen çalışanların ana meslekleri dışında kendilerine ve ailelerine  ek gelir kazandıracak, yine kendi işlerine yakın başka meslekler de olsun, onların da yaşam şartları düzelsin.( Adalarda en kötü şartlarda yaşayanlar bu meslek grubudur)

Adalarda kültür turizmi, eğitim turizmi, doğa turizmine, sağlık turizmine  yönelik çalışmalar başlasın, atlar, atçılık, faytonculuk bu turizmin bir parçası  olsun, bu meslekler korunsun, geliştirilsin.

Ben aşağıda “gerçekçi hayaller” kurdum ve bu konuda benim katkım ne olur, “ben ne yapabilirim” in de bir kısmını anlattım,tabii  bu “gerçekçi hayaller” ortak birleştirilmiş hayallere dönüştürmek mümkün, herkesin farklı şekilde katkısıyla.

Gerçekçi  düşündüğümüzde, adalara toplu  taşıma araçlarını belediye mutlaka getirmek, en azından bunu denemek istemektedir, muhtemelen yapmış olduğu anlaşmalar da vardır. Ulaşım Çalıştayında  Adalar Ulaşım müdürü Haluk Gerçek’in de söylediği özellikle Büyükada’da turizm sezonunda mevcut faytonlara ilaveten toplu taşıma araçları gereklidir.(  Elektrikli araçlardan söz ediliyor. Elektrikli raylı  sistemden de bahsedildiğine göre   neden çok kişinin taşındığı atlı raylı sistem düşünülmüyor ki?- Avusturya ve Almanya örneği- Pferdeeisenbahn mesela.   (Ayrıca her şeyden öte Adalardaki şebeke o kadar elektrikli, akülü aracı kaldırır mı? Ve kullanılan elektrik maliyetleri, bunların elde edilişinde kullanılan HES ler, termik santraller?)

Şimdi gelelim somut önerilere, ve bunun yapılabilme imkanının çeşitli örneklerle açıklanmasına:
  1. Gelen yerli, yabancı turistlere bir gezi rotası belirlenmesi. Bu turistik rotanın A,B,C alternatiflerinin olması.
  2. Bu rotadaki etkinlik, hizmet, ve rotada kullanılacak ürünlerden engelliler ve çocukların da istifade edeceği şekilde ayrı özellikler bulunması
  3. At ahırlarının gezilebileceği, faytonculuk ve ona dair mesleklerin icra edenlerin çalışmalarının kendi ağızlarından anlatılacağı, ata dair, hayvanlarla taşımacılığa dair söyleşilerin de olduğu İnteraktif At müzesi. (kızak köpekleri, keçiler, katırlar, eşekler de interaktif müzeye dahil edilir) Adalarda bunun için çok büyük alan olmadığı için bunlar gezici müze şeklinde olabilir, uygun çadırlar kullanılabilir.Çeşitli sokak panolarında, çeşitli grafiklerle, resimlerle  bu konularda bilgiler sunulabilir.
  4. Örnekler: Almanya’ daki çekici atlar müzesi – Zugpferdemuseum bulunmaktadır. Almanya’daki çekici atlar müzesinde bir seferliğine atlı taşıt sürücülüğü de öğretilmektedir. Avusturya’da da raylı sistem atlı  tramvay müzesi vardır. Her iki müzede de eğitimler, interaktif turlar bulunmaktadır. Bunun dışında da at müzeleri vardır.

 http://www.zugpferdemuseum.de/

https://www.pferdeeisenbahn.at/index.php?page=incentives-und-feiern

Raylı ve atlı sistemde taşımacılıkta toprak yoldan giden atın çekeceğinin 3 misli yük çekilebiliyormuş. Tek atla 2-2,5 ton tuz taşınıyormuş bir dönem. Önceleri raylar tahtadan yapılıyormuş, tekerlekler de öyle. O  zaman daha çok yük taşımasına rağmen, araçtaki yıpranma daha fazla oluyormuş. Daha sonra insan taşıyan atlı tramvaylar oluşmuş.  Burada da halen  tek atla 16- 24 kişilik bir tramvay çekiliyor, ve böyle turistik turlar düzenleniyor. Ulaşımın yaklaşık 1 km ye kadar  mesafesinde çift atlı, tek atlı, faytonlu, vagonlu sistemler olabilir.

  1. Sağlık: Adalar at sayısının çokluğu bakımından, veterinerlik fakülteleri için çok önemli bir uygulama merkezidir. Bunun dışında başka hayvan türleri de adada sokaklarda ve doğada yaşamaktadır. Hayvan denince arılar, tavuklar, orman hayvanları, martılar, birçok hayvan türünün bir arada bulunduğu bir tabiata sahiptir adalar. Ve bu tabii sahip olduğu bitki örtüsüyle, ormanıyla, motorsuz araçlarıyla canlıların yaşayacağı eşsiz değerde bir araştırma ve bunu eski adalıların tecrübelerini de da katarak keşfetme  alanıdır aynı zamanda. Dolayısıyla hayvan, bitki sağlığı , biyoloji üzerinde çalışanların, öğrencilerin çeşitli incelemeler yapabilecekleri bir alandır.  Uygulamalar yapabilecekleri bir açık laboratuardır Adalar ve doğası, atları.  Ayrıca yıllara, nesillere dayanan tecrübesiyle çalışmalara katkı sunacak insan potansiyeli de mevcuttur.  İnsanın, atların, canlıların yaşaması için elverişli bir coğrafyaya sahiptir.  Ayrıca at gübresi çok değerli bir gübredir. At ekosistemin çok önemli bir parçasıdır. Ayrıca at sütü de eşek sütünden sonra anne sütüne en yakın süttür ve o da çok değerlidir. Ayrıca alerji kremi yapımında kullanılmaktadır.  Atların da insanlarda olduğu gibi streste sütleri kesilir, veya azalır. Stres at sağlığına  büyük zarar verir, ölüme sürükler.  Sakin, az gürültülü ortamlar atlar için idealdir, tabii insanlar için de.

 

  1. Eğitim adası- turizm- kültür: Adalarda veterinerlik, doğa bilimleri üzerine eğitimler verilebileceği gibi, tarih, kültür ve turizm ile ilgili uygulamalı eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler sonucunda da mevcut gastronomi hizmetlerinden tutun, dükkanlarda , çeşitli festivallerde satılacak ürünlere kadar içeriğin çok daha zengin olacağı işletmeler ve kişisel girişimler olabilir, daha doğrusu mevcut işletmelerin içerikleri, hizmetleri geliştirilir.   Ayrıca Adalılarla sözlü tarihin aktarılması da Adalarda farklı nesillerin, kültürlerin iletişimini de beraberinde getirir.

 

  1. Eğitim-etkileşim adası-pedagoji: Adaların bir özelliği de hiç özel okulun bulunmamasıdır, bu eğitimde haksız rekabeti önlemek için bir fırsattır. Ayrıca Waldorf pedagojisine uygun çalışmalar yapan belediye anaokulları bulunmaktadır. Dolayısıyla mevcut okullarda  ve/veya adalara da olabilecek alternatif uygulamalar gerçekleştirilebilir. Burada ormanlık alandan faydalınılabilir. Örneğin Finlandiya’da yaşayan Türkiye’de  orman anaokulların eğitici eğitimi   düzenleyen arkadaşımız Gaye Amus aynı zamanda permakültür ve çevre eğitimleri de vermektedir.

Gerek onun yetiştirdiği, gerekse orman pedagojisi alanında çalışan başka  öğretmenlerden yararlanılıp öğretmenlere ve öğretmen adaylarına tabii çocuklara da yönelik eğitim programları düzenlenir. Ayrıca Waldorf pedagojisinde atlar, at binme, ahırlar, ahır bakımı, biyo-dinamik tarım, doğa, zanaat  hepsi çok önemlidir. Eğitim Sanatı Dostları derneği tarafından Almanya’dan gelen eğitmenlerle  birçok Waldorf eğitmeni yetiştirilmiştir, yetiştirilmektedir. Waldorf pedagojisinde ilkokul 3. Sınıfta at binme, at bakımı müfredatın içindedir. Ruh, zihin (tin), beden  bütünlüğünün olduğu bu eğitim modelinde   zihinsel engelliler çok büyük yer teşkil etmektedir. Waldorf pedagojisinin kurucusu Rudolf Steiner “zihinsel engelliler” yerine “ruhen bakıma muhtaç”lar kelimesini kullanmaktadır, dolayısıyla Rudolf Steiner’in felsefesine göre eğitim alan, çalışanlar, doğayı, doğal malzemeyi, insan- hayvan, doğa ilişkisini, bunun ekosistemdeki  yerini çok iyi bilen, uygulayan kişilerdir. Ayrıca atların sağaltıcı etkisi çok büyüktür. Hiperaktif, uyuşturucu  bağımlılığı olan  kişilerde atla terapi çok etkindir.  Atlardan  (sadece binme değil, at bakımı, atlarla iletişim)ile insana iyi gelen, sağaltıcı şekilde faydalanılır. örnek: Parceval- Berlin örneği, Parceval kanalıyla  bağımlılık tedavisi gören Berlinli  gençler İzmir’de at çiftliğinde terapi görmektedir. https://www.parceval.de/%C3%BCber-uns/reithof-truva/ )

  1. Eğitim adası-üretim- sürdürülebilirlik: Adalarda istihdam sorunu vardır. Faytonculuk sektöründen geçinenlere ve ailelerine– değişen sistemle maddi gelirleri de azaldığından-iş olanakları ortaya konulmalıdır. “yeşil iş” diye tanımlayacağımız, zanaat, ziraat, geri dönüşümün ekolojik açıdan ele alındığı meslekler oluşturulup, geliştirilebilir. Burada Türkiye’de maalesef çok az olan ahşap oyuncak tasarım, yapım, çeşitliliğine dair uygulamalı eğitimler verilebilir. Bundan tabii yan sektörler de ortaya çıkar. artık malzemeler, dal parçaları toplanması, değerlendirilmesi, bez torba, bez bebek,yün ve keçenin oyuncak üretiminde  kullanılması, ahşap oyuncak dışında dal parçalarının, kozalak, palamut gibi doğadan malzemelerin eğitimde kullanılması , sanatta ön plana çıkan alternatif eğitim modellerinden Reggio Emilia pedagojisinde de bu çok görülür, hatta yaklaşık 170.000 nüfuslu Reggio Emilia kentinde  bu artıkların bir araya getirildiği,  sanatçıların, okul çocuklarının da çalışmalarında bu malzemeleri kullandıkları Remidalar  bulunmaktadır https://remida.reggiochildrenfoundation.org/?lang=en .  Adalarda oluşabilecek böyle bir örnek İstanbul’un özellikle yeşil alanının fazla olduğu başka ilçelerine de yayılabilir.

 

  1. Ahşap oyuncağın yapım eğitimi Almanya’da uygulamalı olarak 3 yıl sürmektedir. Fakat tek bir  günlük bir çalışma sonunda bile  birçok ürün ortaya çıkmaktadır, yani üreten- ki okuma yazma bilmeyen de üretebilir- çok kısa bir sürede katma değeri yüksek ürünler yaratabilir. Ayrıca evde de bazı ahşap  oyuncak yapım işleri gerçekleştirilebilir, boyama, montaj, matkapla delme, kıl testere ile  çalışma yapılır. Bunun dışında kullanım klavuzları, kutular hazırlama da istihdam sağlanır.  Waldorf pedagojisinde, zihinsel  engellilerin olduğu yaşam köylerinde ahşap oyuncak, enstrüman, mum, dokuma, tarım gibi eğitim/üretimler de mevcuttur. Türkiye’de de MEB in meslek okullarında ahşap oyuncak yapımı uygulanmaya başlanmıştır, fakat maalesef gerek müfredat, gerekse uygulamalar seri üretimin büyük makinelerle gerçekleştiği , pedagojik ve estetik değeri çok düşük eğitim araçları şeklinde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda Adalar’daki veya başka beldelerdeki ahşap oyuncak üreticileri  özgür ve özgün çalışmalar oluşturabilirler) MEB in ahşap oyuncak projeleri ile ilgili yaklaşımını eleştirdiğim yazı: https://mektepligazete.com/haber/detay/MEB-de-ahsap-oyuncak-projeleri

 

  1. Oyun- eğitim adası: Şule Şenol’un oluşturmuş olduğu T-istasyonu çalışması oyun, sanat ve zanaatin bir arada olduğu hem çocuk hem yetişkinin birlikte katılabileceği çeşitli istasyonlardan oluşmaktadır. Toplumsal fayda, potansiyeli ortaya çıkarmayı ve kolektif olmayı, birlikte hareket etmeyi de içeren bu uygulama aynı zamanda alternatif eğitim yaklaşımlarından esinlenmiştir.  Adada hem adalıların hem de adaya gelenlerin katılacağı hatta rotadaki duraklarda da gerçekleştirilen ve orada çalışanların da daha sonra anakarada veya yurdun çeşitli yerlerinde uygulamalar gerçekleştirecekleri bir eğitim de olur.  Çok sayıda kişi istihdam edilebileceği gibi, aynı zamanda öğrenilen sürdürülebilir olur ve yaşama taşınır.  Faytonculukla ilgili zenaat de buna dahil edilir, ahşap oyuncak yapımcıları  Dr. Musa  Albükrek’in koleksiyonundaki Büyükada oyuncak müzesi de geliştirilerek rota içinde yer bulur. Bunun dışında Özlem Arkun’un pop-up playground (yap-boz oyun alanı) uygulanır.

  1. Oyun şehri: İlk oyun şehirleri (yaklaşık 3-4 hafta sürer) Münih’de kurulmuştur. Ve düzenli olarak Münih’de kurulmaya devam etmektedir. Münih’de yaklaşık 200 kişi oyun şehrinin kurulduğu süre zarfında istihdam edilmektedir, hazırlık sırasında da onlarca kişi çalışmaktadır. Geçen yaz Viyana’da  kurulan oyun şehrinde ise küçük ölçekli olduğu için 35 kişi istihdam edilmiştir. Viyana’da oyun şehrini kuran Münih’li (kendisi oyun şehirlerinde büyümüştür) ve Viyanalı çift bebekleri ile İstanbul’a geldiler. Bienali de ziyaret eden bu çift  İstanbul’da bende kaldıkları sürede,  Büyükada’yı da birlikte ziyaret ettik, ve oyun şehrinin uygulamasının Adalar için çok uygun olduğunu söylediler, yardımcı olabileceklerini belirttiler.  Fakat bana göre Büyükada dışında bir adada oyun şehri kurulması veya bunun adalara yayılması gerek. İhtiyaç  en az 1000 m2 bir alan, açık alan da olabilir, bir kısmı çadır kurulur. Giriş ücretsizdir, 7-15 yaş arasındaki çocuklar gelmektedir.  http://spielstadt-nordbahnhof.info/       Bu konuda detaylı bilgiler verebilirim, ayrıca Viyana’da  bu işi bir dernek olarak gerçekleştiren arkadaşlar da buraya gelip konsepti anlatabilirler. Ayrıca T-istasyonu konseptinin de Viyana’ya taşınmasını konuşmuştuk, bu bağlamda Viyana ile kardeş belediyecilik düşünülebilir.  Oyun şehirlerinde postane,  nüfus müdürlüğü, seçim bürosu, üniversite, matbaa, gazete, terzi, marangozhane, şantiye, çeşitli zanaatlar olmakta, çocuklar bu mesleklerin uygulamasını gruplar halinde görmekte, oyuncak para kazanılmakta ve harcanmaktadır, meclis toplantıları da yapılmakta, hatta çocuk  belediye başkan adayları belirlenmektedir. ) Türkiye’de ise oyun şehri denince Kidzania, Kidsmondo gibi hem maliyetli yüksek, hem giriş ücreti yüksek, hem de çocukları hızlı tüketime yönlendiren oluşumlar akla gelmektedir. https://www.kidzmondoistanbul.com/

Oysa bir oyun şehrinde Adalardaki gibi gerçek itfaiyenin nasıl çalıştığını görmek, ya da sandal yapımını, nalbantlığı görmek, minik çıraklık görevleri almak, çocuklar için keyifli ve eğitici olur. (1999da bir sınıf gezisi yapmıştık Alman Büyükelçilik okulunun 2. Sınıf çocukları ile Büyükada’ya, itfaiye de ziyaret edilmişti.)

  1. Rota, interaktif sesli kitap: Büyükada için önce yürüme, daha sonra örneğin faytona binme, Değirmeni geçtikten sonra  faytondan inme, yokuş yukarı farklı yürüme ve araç alternatifleri  1.(oyuncul) Birlikte kullanılacak kalaslardan oluşan keyifli bir yürüme- oynama  aracı  2. Bisikletle (ikili bisiklet de  kullanmak) 3. Akülü ?? Taşıtları tanımak, yaşlılar, engelliler için 4. Ve tabii yayan yürüme. 5. Fayton da kullanılabilir. Ama burada 2 kişilik faytonların devreye girmesi de olabilir, ki kullanıcı da aynı zamanda ata fazla yüklenmek istenilmediğini anlayabilsin, veya raylar üzerinden faytonun çekilmesi.  Dil burnunda  ve ondan sonraki bölümde çeşitli sürpriz karşılaşmalar( oyuncul, sanatsal sabit modüller) . Bu rota toplu taşıma ile yapılabilir, veya yaya. Lunapark mevkiinde örneğin T-istasyonu  olabilir. Ardından ahır (Çiğdem Kayaoğlu’nun tarif ettiği gibi)turizmi,  faytonculuk mesleğini anlatanlar, at binme, atları seyretme, at müzesi, çekici, taşıyıcı hayvanlar müzesi , orman ve orman ürünleri müzesi bu bölgede açık- yarı açık- kapalı şekilde yer alır) Bütün bu rotaya  oyuncul interaktif bir sesli audioguide ile (MP3 player de olabilir) çocuklar için ayrı bir dinleti, yetişkinler için ayrı bir dinleti-olur, örneğin Almanya Nürnberg’deki oyuncak müzesi böylelikle çocuklar için hem çok daha atraktif hem de çok öğretici hale getirilmiştir. Çocukların, görme engellilerin de kullanabileceği   bir interaktif  sesli kitap (topaç topinin turu) var ve bunu adalara, atlı, faytonlu yaşama uyarlayabilirim, uyarlayabiliriz.  Bu bağlamda İstanbul Adalar Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma derneği ile birlikte çalışmak iyi olur. Halen başkanı  olduğum  ama  uzun süredir faaliyette olmayan Alternatif Eğitim Derneğimiz de çalışmaya katılır muhtemelen.  Ayrıca iskele ve vapurlar da bu interaktif sesli kitapta yer alır, vapurlarda, iskelelerde söyleşiler yapılır, oyunlar oynanır. Bunlar İBB televizyonunda yayınlanır.

Rotaya devam: 6. Lunapark’dan sonra fayton dahil farklı ulaşım araçları sunulur. Toplu taşıma- bisiklet  ve türevleri  ve tabii yaya, tekerlekli  sandalye de mutlaka bulundurulmalıdır) Rotada kullanılacak faytonlar hem taksi, hem de dolmuş şeklinde hizmet verir. Düğünler, festivaller, veya başka organizasyonlarda faytonlar temaya uygun olarak süslenir.

  1. En çok yaşlıların, çocukların gittiği küçük atların, midillilerin, keçilerin, tavşanların da  olduğu “okşama hayvanat bahçesi” kurulabilir. (Streichelzoo) Ayrıca yine maalesef İstanbul’da olmayan çocuk müzesi (gezici müze şeklinde de olabilir) ilk olarak Adalar’da kurulabilir. “dedelerimiz ninelerimiz nasıl yaşıyorlardı “bir çocuk  müzesi teması  olarak hem Adalarda hem de İstanbul’da sabit ve gezici olarak yer alır. Bualanda çok kişi istihdam edilir, eğitim verilir.

 

  1. “Adalar- turizm kültür ofisi” nde bu tür ada turları biletleri satılır, gelirinin bir kısmı Ada belediyesine kalır, rota kitapcıkları satılır. Adalarda üretilen oyuncaklar, veya başka ürünler satılır. Kültür turu için rehberler olur. Adalılar için toplu taşıma ücretleri düşük olur. Bisiklete binme alanları da sınırlanır.

  1. Ben, Şule Şenol 4. kuşak Büyükadalıyım. Adalarda ilk turizm işletmelerinden olan Kapri lokantasını kuran babam Tuluğ Ünsal o zaman turizm acentaları ile çalışır, gelen turistlerin geleceği tarih genelde günlerce önce belli olurdu, turistler rehberleriyle gelirlerdi, ördöv tabağı hazırlanmış  şekilde onlar sunulur, sıcak meze ilave edilir, ve ardından et veya balık  tercihi sorulur, tatlı ve meyve ikramı olurdu. (dolayısıyla Türk mutfağının çeşitlerini de tatmış olurlardı) Fix menü fiyatı olduğu için turizm acentaları için de bu fiyatlar çok cazip olurdu.  Bir grup turist yemek yerken, diğeri fayton turuna çıkardı. Adalarda kaldıkları süre kısa olur, dolayısıyla çarşıda alışveriş zamanı az olur, ayrıca bisiklet kiralama vs. olmazdı. Rehberler turistlere eşlik ederken adanın özelliklerini anlatırlardı, Büyükada’da uzun süre kalmazdı turistler, hatta aynı gün Eminönü vapuru ile geri döner ve oradan alışverişlerini yaparlardı.  Rehberleri eşliğinde hareket ettikleri için de kurallara uymamak söz konusu olmazdı. Adalara gelen turistlerin şimdi de daha organize bir şekilde rehberleri eşliğinde hareket etmeleri adaya da düzen katar, ada kültürü de tanıtılır. Bu bağlamda Adalar için bir turizm komitesi kurulması, Adaların kendisinin müze olması faydalı olur.

Sonuç; çok fazla çalıştırılıp, ağır yük taşıdığı, dik yokuşlar çıktığı söylenen atlar için mevcut düzene çeşitli alternatiflerle zenginleştirileceği/geliştirileceği atların da daha az güç kullanarak ve/veya süre olarak daha az çalıştırılacağı bir olanak yaratılmış olsun ki  faytonlara karşı olan  hayvanseverler  de memnun olsun, ama  bunun için bir paket tur olması, ve tüm gelirin hakkaniyetli bir şekilde faytonculuk mesleğinden geçinenlere  dağıtılması, adil paylaşımın gerçekleşmesi gereklidir. Bunun matematiğini pek bilemeyeceğim.  Yani sonuçta sadece atlar değil,  onlar faytonculuk mesleğinde çalışanlar  da adalara çok büyük değer katmışlardır, çünkü faytonculuk mesleği çok da kolay icra edilemeyecek, meşakkatli bir meslektir ve onlar bunu yıllardır sürdürmektedirler, tüm “faytonlar kaldırılsın, atlar ölüyor” tantanasına, tükaka ilan edilmelerine, itibarsızlaştırma, yönetimsizliğe  rağmen.

Tabii burada eksik olanlara ve diğer düzeltilmesi gerekenlere hiç değinmedim. Önce tahayyül etsinler istiyorum politikacılarımız. .Bütün bu benim hayal ettiklerimi sizlerinki (Adalılar) ile de birleştirelim.

Haydi hayalleri kanatlandırmaya…